top of page
Ara

HAKSIZ REKABET DAVALARI

  • Yazarın fotoğrafı: Ipek Sahinkara
    Ipek Sahinkara
  • 28 Eki 2022
  • 6 dakikada okunur

I. TÜRK HUKUKUNDA HAKSIZ REKABETE İLİŞKİN HUKUKİ DÜZENLEMELER


Rekabeti tehlikeye sokan ya da rekabetin meydana getireceği olumlu sonuçları engel davranışlar haksız rekabeti oluşturur. Haksız rekabete ilişkin hususlar, başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası[1] olmak üzere pek çok kanun ve uluslararası sözleşmede düzenlenmektedir. Türk Hukukunda haksız rekabete ilişkin uygulanan esaslar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54 ve devamı hükümlerinde yer almaktadır. Buna ek olarak, 13.12.1994 tarihinde, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyelerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamak amacıyla, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanuna ek olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 57. maddesi ile 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Kanun[2] ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda da haksız rekabete ilişkin hükümler yer almaktadır.


Uluslararası sözleşmelerin Türk Hukukundaki akıbeti, Anayasanın 90/5. Hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre, Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmünde kabul edilmektedir. Fikri mülkiyet hukukunda haksız rekabete ilişkin düzenlemeler Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu Paris Sözleşmesi ve TRIPS’te yer almaktadır.



II. HAKSIZ REKABETİ MEYDANA GETİREN HALLER


Türk Ticaret Kanunu’nun 55. maddesinde haksız rekabet teşkil edebilecek başlıca davranışlar sayılmaktadır.


A. Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar


1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek

2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,

3. Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak,

4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,

5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırarak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,

6. Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak,

7. Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmak,

8. Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,

9. Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak,

10. Taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmemek,

11. Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak,

12. İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi, müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak.


B. Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek


1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,

2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, hak etmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak,

3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,

4. Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için, taksitle satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek.


C. Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma


1. Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,

2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,

3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.


D. Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.


E. İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.


F. Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine; doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.



III. HAKSIZ REKABETE İLİŞKİN AÇILABİLECEK DAVALAR


Haksız rekabet söz konusu olduğunda açılabilecek davalar, Türk Ticaret Kanunu’nun 56. maddesinde düzenlenmiştir. Bu doğrultuda somut olaya göre, tespit davası, men davası, düzeltme davası ve tazminat davası açabilmek mümkündür.


A. Dava Türleri


1. Tespit Davası: Bu davanın açılma amacı, davacının korunmaya değer hukuki bir menfaatine yönelik bir davranışın haksız rekabet teşkil edilip edilmediğinin tespitidir. Genel olarak, şartları oluşmadığı için açılamayan eda davalarında kesin delil elde etmek adına açılır. Türk Ticaret Kanunu’nun 56.maddesi, tespit davası açmaya olanak verdiğinden, eda davası açılırken tespit davası açılamayacağı prensibi burada geçerli değildir.


2. Men (Önleme) Davası: Bu dava, haksız rekabete yol açan fiilin devam ediyor olduğu veya tekrarlanması endişesinin söz konusu olduğu durumlarda açılmaktadır.


3. Düzeltme Davası: Bu dava ile, haksız rekabetten ötürü ortaya çıkan sonucun düzeltilmesi talep edilir (örneğin, karışıklığa neden olacak taklit marka etiketlerinin sökülmesi, imha edilmesi gibi). Kötüleme ya da yanıltıcı beyanlar neticesinde haksız rekabet meydana gelmişse, bu durumun nasıl düzeltileceği de mahkeme tarafından belirlenir. Düzeltme davası tazminat işlevi taşımadığından, tazminat talebi için ayrıca tazminat davası açmak gereklidir.


4. Tazminat Davası: Yukarıda açıklanan dava türlerinde davacının ispat külfeti bulunmamaktadır. Buna karşın tazminat talebiyle açılan bir davalarda, uğranılan zararın ispat yükü davacıya aittir.


a. Maddi Tazminat Davası: Bu dava ile, haksız rekabete uğrayan kişinin zararlarının tazmin edilmesi hedeflenmektedir.

b. Manevi Tazminat Davası: Haksız rekabet sonucu kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi, Türk Ticaret Kanunu’nun 56. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi uyarınca uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini talep edebilmektedir. Yargıtay, manevi tazminat davasının gerçek kişilerin yanı sıra tüzel kişilerce de açılabileceği kanaatindedir. Şöyle ki, tüzel kişilerin ticari faaliyetleri esnasında kazandığı saygınlığının haksız rekabetten ötürü zedelendiği durumlarda, tüzel kişinin toplumsal ve ticari onurunun korunması amacıyla manevi tazminat talebinde bulunulabileceği kabul edilmektedir.


Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Esas: 2011/8332, Karar: 2012/13488, Tarih: 25.09.2012 tarihli ilgili kararı;

“Borçlar Kanunu'nun 49. ve 58. maddelerinde de gerçek kişi, tüzel kişi ayrımı yapılmamıştır. Manevi zarar salt üzüntünün varlığı halinde değil, kişinin kişilik değerlerinin her türlü saldırıya uğraması durumunda gerçekleşen bir zarardır. Bunun içindir ki, gerek Medeni Kanun ve gerekse Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır.”


B. Cezai Sorumluluk: Türk Ticaret Kanunu’nun 62. Maddesi, haksız fiil sebebiyle cezayı gerektiren fiilleri düzenlemiştir. Buna göre,


1. Yukarıda açıklamış olduğumuz ve Türk Ticaret Kanunu’nun 55. Maddesinde sayılan haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler,

2. Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,

3. Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,

4. Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, Türk Ticaret Kanunu’nun 56. maddesi gereğince hukuk davası açma hakkın bulunanlardan birinin şikayeti üzerine, meydana getirilen her bir haksız fiil dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.


Tüzel kişiler bakımından cezai sorumluluk ise 63. maddede düzenlenmekte olup buna göre, tüzel kişilerin işlerini görmeleri sırasında bir haksız rekabet fiili işlenirse yukarıda açıklanan cezai sorumluluğa ilişkin 62. madde hükümleri, tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gerekmiş olan organın üyeleri veya ortakları hakkında uygulanacaktır. Haksız rekabet fiilinin bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de karar verilebilmesi mümkündür.



C. Zamanaşımı: Haksız rekabet sebebiyle dava açma hakkı bulunan kişilerin, bu hakların doğumunu öğrendikleri günden itibaren bir yıl ve herhâlde bunların doğumundan itibaren üç yıl içinde bu haklarını kullanmaları gerekir. Aksi takdirde, dava açma hakkı zamanaşımına uğrar. Haksız rekabet fiili aynı zamanda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu gereğince daha uzun dava zamanaşımı süresine tabi olan cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde ise, bu süre hukuk davaları için de geçerli olur.

[1] 2709 sayılı Anayasanın (RG No. 178563, 09.11.1982) 48/1. maddesinde serbest rekabeti koruma altına alan “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” Hükmü yer almaktadır. Ayrıca, 48/2. maddele ile 167. madde, devletin piyasa faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için gerekli önlemleri alması gerektiği yükümlülüğünü düzenlemektedir.

Comments


©2024, Tüm hakları saklıdır.

  • LinkedIn
  • Instagram
bottom of page